‘’Firmamızda 64 ülkede toplam 61.583 kişi çalışıyor.
Portfolyumuz yaklaşık 5000 üründen oluşmakta ve bu ürünlerin %95’i B. Braun’un kendi fabrikasında üretilmektedir.
Şirket olarak geçtiğimiz yıl yeni üretim alanları ve Ar-Ge için 1 milyar Euro’dan fazla yatırım yapılmıştır.’’
- Aslı Hanım B.Braun ile yolunuz nasıl kesişti, kariyer hayatınızdan bahseder misiniz? Sizi tanıyalım.
B.Braun’la yolum ailemin içinde kesişti aslında… Babam, İrengün Dış Ticaret adı altında B. Braun’un hastane sarf malzemelerinin Türkiye distribütörüydü. Lise sondan itibaren üniversite yıllarında da hem babamın yanında, hem de B.Braun Almanya ofisinde staj yaptım. Türkiye ofiste sekreterlikten, satış desteğe; ruhsat bölümü dosyalarının tercümesinden yurtdışı yazışmalara kadar birçok şeye yardım ettim. Almanya ofiste ise, 1999 yılında 2 ay Doğu Avrupa’dan sorumlu İş Geliştirme Müdürü’ne asistanlık yaptım.
Ancak üniversite yıllarında ticarete hiç merakım yoktu; babamın bağlantısına rağmen B.Braun’da kariyer yapmayı hiç düşünmüyordum. Amerika’da University of Virginia’da, uluslararası ilişkiler üzerine lisans eğitimimi tamamlayıp Georgetown Üniversitesi’nde iletişim üzerine lisansüstü eğitim aldım. Gazetecilik ve medya şirketlerinde çalışmak daha çok ilgimi çekiyordu.
2000 yılında İrengün Dış Tic. B.Braun’a satıldı. Babam, yapılan anlaşmaya göre, kurulan B.Braun şirketinin genel müdürü olarak devam ediyordu. Ben 2003 yılında, Türkiye’ye geri döndüm ve iş aramaya başladım. İş bulmak çok kolay olacak sanıyordum, aradan birkaç ay geçip hala iş bulamayınca ümitsizliğe kapılamaya başladım. Arada iş başvurularını yapabilmek için babamın ofisine de gidiyordum. O zamanlar, şirketin tüm satış ve pazarlama bölümünün başında olan Nurhan Hanım, B.Braun’da çalışmamın geleceğim için ne kadar olumlu bir başlangıç olacağı konusunda benimle birçok kez konuşmuştu. Bir seferinde de, B.Braun Almanya’dan toplantıya gelmiş olan bölge müdürüyle karşılaştım; kendisini çocukluğumdan beri tanıyordum. O da, “en fazla bir yıl dener yapamazsan bırakırsın” diyerek başlamaya ikna etti beni. Biz bu konuşmayı 2003 yılında yaptık ve 15 yıl sonra hala B.Braun’dayım.
- Braun Medikal ne zaman kuruldu, tarihçesini bizimle paylaşır mısınız?
B.Braun, 1970 ve 1980li yıllarda, farklı ürün grupları için Türkiye’de distribütörlükler vermiş. 2000-2016 yılları arasında da, bu şirketlerin hepsini satın alarak B.Braun şirketleri kuruldu ve sonra hepsi aynı çatının altında toplandı.
- Peki, B. Braun’un Türkiye’de gelişen sürecini bizimle paylaşır mısınız?
2008 yılında, babam sözleşmemesini uzatmamak kararı aldığı zaman, B.Braun Medikal için bir genel müdür arayışı başladı. Türkiye için, birçok B.Braun şirketinde olduğu gibi, iki genel müdürlü bir model uygun görmüşlerdi. Şirketin içinden ben aday gösterildim, başka adaylar bulabilmek için Türkiye’de de bir executive search şirketiyle anlaşıldı. Uzun bir arayış sonunda benimle ve bir Alman GM’le yola devam etme kararı aldılar.
Ben B.Braun Medikal çatısı altında var olan ürün gruplardan sorumlu olmaya devam ettim, diğer gelecek olan şirketlerin sorumlulukları da diğer genel müdüre verildi.
2012’de ikizlerim dünyaya gelip işe geri döndükten sonra, beraber çalıştığım genel müdür değişti. Yeni gelen GM, Bert Bender ile 5 yıl çalıştım. İş hayatımın en zorlu ama en keyifli zamanlarından biri bu dönem oldu. Bert Bey, uzun yıllar Türkiye’de çalışmış, hem Türkiye’yi hem de Almanya’daki şirketlerin yapısını çok iyi bilen biriydi. Şirket yönetimine dair, en çok geliştiğim dönem beraber çalıştığımız dönem oldu. Ondan çok şey öğrendim. 2016 yılında şirketlerin hepsi aynı çatı altında toplanmıştı.
2017 yılında Bert Bey, B.Braun Brezilya’ya genel müdür tayin edildi. Bu tarihten beri, tüm şirketlerin yönetimini yalnız olarak devam ettiriyorum. B.Braun Medikal, B.Braun Avitum ve bir tane de diyaliz kliniğimiz bulunuyor. Çok genç ve çok başarılı bir yönetim ekibimiz var.
- Şirket olarak hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz? Hizmet alanlarınızdan ve kalite politikanızdan bahseder misiniz?
B.Braun, dünyanın önde gelen medikal teknoloji ve ilaç üreticilerinden ve medikal hizmet sunucularından biridir. B.Braun, Hospital Care, Aesculap, Avitum ve OPM olmak üzere 4 bölüm üzerinden toplam 18 tedavi alanında hem kullanıcılar hem de hizmet sunucuları için efektif çözümler sunmaktadır. Firmamızda, 64 ülkede toplam 61.583 kişi çalışmaktadır. Firmanın aktif olduğu tüm alanlarda amacı, insan sağlığını korumak ve sürdürülebilir şekilde iyileştirmektir. Portfolyomuz yaklaşık 5.000 üründen oluşmakta ve bu ürünleri %95’i B.Braun’un kendi fabrikalarında üretilmektedir. Bu ürünlerin arasında infüzyon, nütrisyon ve ağrı tedavisinde kullanılan solüsyon ve sarf malzemeler, infüzyon pompaları ve sistemleri, cerrahi aletler, sütür malzemeleri, kalça ve diz protezleri, diyaliz ekipman ve aksesuarları, stoma ve yara bakımı ürünleri bulunmaktadır. B.Braun, ayrıca, hastane sürelerini iyileştirecek ve daha güvenli hale getirecek hizmetler de sunmaktadır.
- Almanya’da bulunan Ar-Ge merkeziniz ve orada yapılan çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz? Şuan merkezinizin üzerinde çalıştığı ürün ve projelerin detaylarını paylaşır mısınız?
B.Braun 2017 yılında, yeni üretim alanları ve Ar&Ge için 1 milyar EUR’dan fazla yatırım yapmıştır.
Ar&Ge çalışmaları, hasta ve sağlık hizmeti sunucularının güvenliğini arttırmak üzere, kapalı ve entegre infüzyon sistemleri ile bu sistemlerin hastane bilgi işlemleriyle konuşabilme özelliği üzerine yoğunlaşmıştır. Ayrıca cerrahi alanda, daha kuvvetli 3D görüntüleme ve minimal invazif cerrahi aletlerle, daha hızlı iyileşme sağlayan teknolojilere yatırım yapmaktadır.
- Türkiye’de sağlık sektörü yıllar içerisindeki gelişimini göz önüne alırsak ne kadar hızla büyüyor? Büyümesine engel sebepler neler?
BMI verilerine göre, Türkiye’de sağlık harcamaları (özel ve kamu olarak toplam) 2017 yılında 137 milyar TL idi (37.5 milyar USD); bu rakam TL bazında yaklaşık + %14’lük bir artışken, USD olarak ölçüldüğünde yak. -%1 azalmaya işaret etmektedir. Toplam sağlık harcamasının %80’lik bölümünü kamu harcaması oluşturmaktadır.
Hastanelerin çok uzun ödeme vadeleri, geri ödeme fiyatlarının dünya ortalamalarının çok altında olması, son dönemde hızla artan enflasyon, firmaların uzun vadeli hastane ödemeleri karşısındaki sermaye ihtiyaçları ve bu ihtiyaçlarını karşılamak için banka kredisi kullanarak ödemeleri gereken yüksek faizler pazarda zorlayıcı faktörlerdir.
- Türkiye’deki fiyatlandırma politikası hakkında neler düşünüyorsunuz? Sizce doğru fiyatlandırma şekli mi uygulanıyor ve sizi zorluyor mu?
Türkiye’de hem tıbbi malzeme hem de ilaç alanında geri ödeme fiyatlarına baz olarak alınmış döviz kurları, bugünün döviz kurlarının çok çok gerisinde kalmıştır. Tıbbi malzemelerin çoğunluğunun geri ödeme fiyatları 2009 yılından beri güncellenmemiştir. Artan enflasyon ve Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı göz önünde bulundurulduğunda, sağlık sektöründe sürdürülebilir bir fiyat politikasına ihtiyaç duyulmaktadır.
- Birçok firma enflasyon ve kurla birlikte çok zorlandı ve piyasada bazı alanlardan çekilmeye başladı. Peki, şirket olarak bu ekonomik dalgalanmanın yaşandığı dönemde siz ne kadar etkilendiniz?
Çok etkilendik. Ürün maliyetlerimiz kur bazında artarken, diğer maliyetlerimiz de enflasyonun üzerinde artmıştır. Ne yazık ki, bazı ürün gruplarımızın sürdürülebilirliği risk altına girmeye başladı. Bunların yanında da, ciddi bir tahsilât problemi yaşamaktayız. Sağlık sektöründe hastane tahsilâtları birçok yerde 200 günün üzerinde; bu da, nakit akışını en çok zorlayan faktörlerin başında geliyor.
- Braun Medikal Türkiye ve dünya pazarında nasıl bir oyuncu yıllık cirolarını açıklar mısınız?
B.Braun Türkiye’de yak. 200 milyon TL ciro yapmaktadır; globalde ise yak. 7 milyar EUR büyüklüğündedir.
- Kadınların son yıllarda iş hayatında aktifliği bize gurur veriyor. Başarılı bir iş kadını olarak bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?
Her yerde daha fazla kadının olması gerekiyor. Bizim 13 kişilik yönetim ekibimiz var ve bunun yarısı kadın… Bugün Türkiye’deki ilaç ve tıbbi malzeme şirketlerinin genel müdürlerine baktığımız zaman Türkiye çok gurur verici bir yerde yer alıyor. Birçok şirketin üst düzey yöneticileri kadınlardan oluşuyor. Avrupa’ya gittiğimiz zaman bu kadar fazla kadın lideri benzer pozisyonlarda göremiyoruz. Türkiye’nin bu açıdan çok ileride olduğunu düşünüyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.