Ceylan İnşaat Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sayın Ozan Ceylan, bize kendinizden ve kariyerinizden bahsedebilir misiniz?
1974 İstanbul doğumluyum. Aslen Giresun, Şebinkarahisarlıyız. Üniversite tahsilimi İstanbul Üniversitesi’nde yaptım. 1995 yılından beri de Ceylan İnşaat olarak sektörde faaliyet göstermekteyiz.
Ceylan İnşaat’ın kuruluş ve gelişim sürecini sizden dinleyebilir miyiz?
Ceylan İnşaat 1980 yılında Karaköy, Perşembe Pazarı’nda ticaret hayatına başladı denebilir. 1995 yılında, inşaat sektörüne girerek faaliyet alanını genişletti. Sektöre girdiğimiz 1995 yılından beri ise İstanbul’un birçok semtinde çeşitli projelere imza attık. Bunlar arasında okul, villa, konut, residence projeleri sayılabilir.
Geçmişte birçok başarılı inşaat projesine imza atıp adınızdan söz ettirdiniz. Sizin projelerinizi diğerlerinden ayıran, Ceylan İnşaat imzasını ön plana çıkartan özellikler nelerdir?
Biz Ceylan İnşaat olarak kaliteye önem veren ve “önce insan” anlayışını düstur edinmiş bir firmayız. Bizim sloganımız her zaman “sermayemizin özü insandır” olmuştur. Biz ev sattığımız inanları bir dost olarak görmekteyiz. Bu anlayışımızı en başından beri sürdürdük ve sürdürmekteyiz.
“Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi” kapsamında yaptığınız “Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” ile gündeme geldiniz. Bize bu projeden bahseder misiniz?
Fikirtepe, kentsel dönüşüm projeleri arasında devletin kolaylaştırıcı bir rol üstlendiği bölgedir. Zaten medyada ve kamu spotlarında da bunu sıkça görmekteyiz. Hükumet burada kentsel dönüşümü bir an önce başlatıp, ülkenin geneline yaymak istiyordu. Bu anlamda ilk başlayan yer de Fikirtepe’ydi. Şu an bütün sistem oturmuş durumda. Büyükşehir Belediyesi, projeleri onaylayınca bakanlıktan gerekli ruhsatlar alınabilmektedir. Artık genel olarak sürecin iyi gittiğini söyleyebiliriz. Zaten dört beş tane firma da ruhsatlarını alıp projelerine başlamış durumdalar. Gerçekten de Fikirtepe İstanbul’un kalbi denebilecek bir yerde. Metro, Metrobüs, Marmaray, deniz ulaşımı ve önemli karayollarının yakınlığı sayesinde konum olarak çok güzel bir yerdedir. İstanbul’un alışıldık gelişme güzergâhı, bir tarafta İzmit ve diğer tarafta Tekirdağ istikametineydi. O bölgelerde şimdiye kadar birçok büyük projeler yapıldı ama şehrin içinde de bu anlamda bir şeylerin yapılması lazımdı. Neden derseniz, şu an biz merkezde çok eski yerleşimlerde yaşamaktayız. Üstüne üstlük deprem kuşağında bulunmaktayız. Herhangi bir felaket anında buradaki yerlerde ciddi yıkımlar olabileceği için buraların yeniden yapılması gerekliydi. Bu anlamda Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi çok önemli bir projedir.
Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları’na gelecek olursak, bu projenin fikri nereden çıktı ve süreç ne şekilde geliştir?
Biz projeye isim verirken şunu düşündük: “Bu, yüzyılın en mükemmel projesi olmalı.” Çünkü tasarladığımız projeler çok büyük projeler. Biz tek blok ve çarşıdan oluşan bir tasarım yaptık. Bu projemizi bir butik proje olarak tasarladık. Sayısal olarak çok büyük olmayabilir ama sosyal imkânlar göz önüne alınırsa oldukça üst düzey bir proje olduğu görünmekte. İnsanlar bizim projemizle komşuluk ilişkilerini yaşayabilecekler, sosyal alanlardan faydalanabilecekler. Otoparklarımız, havuzumuz, çocuk oyun salonlarımız ile geniş kapsamlı bir proje düşündük. Bu yüzden adını “Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” koyduk. İnşallah bu yüzyılın en iyi projesi olacak. 24 ay gibi bir zamanda da bitirmeyi planlamaktayız. İnşallah bu anlamda da ilk biten proje bizimkisi olacak.
Devam eden diğer projelerinizden de bahsedebilir misiniz?
Bizim Beylikdüzü’nde “Gizil Evleri” ve “Hasırcılar Residance” adlarını verdiğimiz iki projemiz daha var. Aynı zamanda yine Fikirtepe’de “Zer Göztepe” isimli bin dairelik bir projemiz ve “Zer Levent” adında bir başka projemiz daha başlayacak. Onlarla ilgili çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. İmzalar bitme aşamasına geldi. Mimari projemiz de hazır. SPK değerlendirmelerini yaptık. İnşallah bu yazı geçirmeden bu projemize da başlayacağız.
Ceylan İnşaat olarak müşteri profilinizden bahseder misiniz? Kimler sizin ürettiğiniz evlere ilgi göstermektedir?
Fikirtepe’deki projemiz için İstanbul’un kalbinde dememiz yanlış olmaz. Zaten lansman çalışmamızda da projeyi tanıtırken “İstanbul’un kalbinde size özel bir yer var.” demekteyiz. Gerçekten de Kadıköy çok değerli bir bölge, bu anlamda projemiz de çok değerli bir proje olacak. Fikirtepe, yapılacak projelerle İstanbul’un en gözde semtlerinden biri olacak. Metrekare fiyatlarının çevre semtlere göre yüksek olması, bölgenin yeni yerleşimcilerinin üst gelir gruplarından insanlar olmasını teşvik etmektedir.
Satışlara ne zaman başlayacaksınız?
25 Mayıs’ta lansmanımızı gerçekleştirdik ve satışlara başladık.
“Muhteşem Yeni Yüzyıl Konutları” için insanlar ne gibi taleplerde bulunuyorlar. Alıcıların öncelikli istekleri nelerdir?
İnsanlarımız inşaatın imalat süreciyle pek fazla ilgilenmiyorlar. O yüzden teknik sorular çok olmuyor. Daha çok karşılaştığımız sorular ulaşım kolaylığı, güvenlik, otopark, çocuk alanları, sosyal alanlar gibi konular. Zaten projenin, İstanbul’da çok merkezi bir yerde bulunması en önemli tercih nedenlerinden biri gibi gözükmektedir.
Müşterileriniz ile nasıl bir diyalog kurmaktasınız? Hangi iletişim kanallarıyla kendinizi ve projelerinizi anlatmaya çalışmaktasınız?
Bizim müşterilerle iletişim biçimimiz gerçekten de çok farklı. Biz yirmi yıldır inşaat sektöründeyiz ve bu güne kadar satışlarımızı bire bir insanlarla diyalog halinde yaptık. Fikirtepe’deki projemizde biraz farklı bir çalışma yaptık, bir satış ekibi kurduk. Ama biz yine de hep burada olmak, müşterilerimizle yüz yüze konuşmak istiyoruz. Projeden satış yaptığımız için insanlar genellikle müteahhit ile yüz yüze gelebilmek istemektedir. Tapusunu henüz almadıkları ve inşaatın bitmediği bir yerde ödeme yapılabilmesi için güven duygusu çok önemlidir. Biz de bu süreci birebir diyalog yardımıyla gerçekleştirmekteyiz. Biz şimdiye kadar ki satışlarımızda vade farkı gözetmeden peşin fiyatına taksitlendirmelere gittik. İnşaatı yirmi dört ayda teslim edeceksek biz otuz altı aylık, kırk sekiz aylık vadeler yaptık. Bunu yapmamızın sebebi tamamen müşterilerimizi düşündüğümüz içindir. Bizde onlara diyoruz ki, “gelin yerinizi alın ve aydan aya vade farkı gözetmeden taksitlerinizi ödeyin”. Bu sayede projelerimizde bütün dairelerimizi rahatlıkla satmaktayız. Zaten sektörde geçirdiğimiz yirmi yılın verdiği özgüven ve inanların önceki işlerimizi çok iyi bilmeleri, işimizi kolaylaştıran unsurlardır.
Biraz Türkiye genelinden bahsetmek gerekirse hız kaybeden bir ekonomi seyrimiz var. İnşaat sektörü bu durumdan nasıl etkilenmektedir?
İnşaat sektöründe bu kriz durumu çok hissedilmedi. Şu anda yurt dışından çok fazla talep almaktayız. Biz de projelerimizde bu talepleri değerlendirmeyi düşünüyoruz. Yurt dışından gelen yatırımcılar hem oturmak hem de yatırım amacıyla oldukça fazla konut almaktadırlar. O yüzden ben inşaat sektörünün en az üç dört yıl daha hızlı ilerleyeceğini düşünüyorum.
Genelde hangi ülkelerden taleplerle karşılaşmaktasınız?
Gelen taleplerin çoğunluğu Ortadoğu coğrafyasından gelmektedir. Dubai, Ürdün, Suriye… Bir süredir Avrupa’dan da taleplerle karşılaşmaktayız. Mesela Bosna, Bulgaristan gibi… Şu an bütün Avrupa’da bir sıkıntı var ve ülkemizde nitelikli konutların fiyatları gerçekten de uygun durumda. Avrupa’da, İstanbul ayarındaki bölgelerde konut fiyatları 8-10 bin Euro gibi fiyatlara çıkabiliyor. İstanbul’da henüz o noktaya gelmedi. İstanbul’daki fiyatların, şehrin tanınırlığının artmasıyla yükseleceğini düşünüyorum. Şu an hak ettiği yerde değil. Kentsel dönüşüm çalışmaları fiyatların da belirli bir seviyeye gelmesini sağlayacaktır.
İstanbul’daki kentsel dönüşüm çalışmaları için yorumlarınız nedir?
Tabi İstanbul’da en gözde kentsel dönüşüm alanı Fikirtepe gibi gözükmektedir ama bütün ilçe belediyelerinin de revizyon alanı olarak adlandırdıkları kentsel dönüşüm çalışmaları bulunmaktadır. Buranın farkı Bakanlığın Fikirtepe’ye el koymasıdır. Böylece yeni imar planları ve plan notları düzenlenmiştir. Fakat ilçe belediyeleri de, tek tek binalar yerine revizyon alanı adı altında ada bazlı çalışmalar yapmaktadır. Belediyeler artık müteahhitleri standartlar konusunda zorlamaktadır. Otopark, sosyal alanlar, donatı alanları gibi şartlar getirmektedir. Bu durum da tek bina için kurtarmayacağından dolayı artık ada bazında çalışmalar yapılmaktadır. Günümüzde halkımızın talepleri de bu doğrultuda artmış bulunmaktadır. İnsanlar artık daha güzel yerlerde oturmak istemektedir.
Türkiye bir deprem ülkesi. Sizin bu anlamda güvenlik standartlarınız nelerdir?
Evet İstanbul’da sürekli bir deprem söylentisi gündemde. Zaten 1999 yılında İzmit’te İstanbul’u da etkileyen ciddi bir deprem yaşadık. Avcılar bölgesinde bir takım binalarda hasarlar oldu. Allah’a şükür İstanbul’da ciddiye alınacak bir hasar yaşanmadı ama insanların belleklerinde bir deprem korkusu yer etti. Aslında kentsel dönüşüm çalışmalarının amacı da buydu. Bu işin rantını, para kazanma yollarını düşünerek yola çıkılmadı. Sonuçta İstanbul çok büyük bir şehir. 20 milyona yakın nüfusu olan bir şehir. Allah korusun, bir felakette bu bölgeye ulaşmak bile çok zor olacaktır. O yüzden kentsel dönüşümün özü de bu duruma dayanmaktadır.
İnşaatlar konusuna gelince yani sağlamlık ve kalite anlamında herhangi bir tehlike görülmemektedir. Çünkü çok sıkı bir denetim mekanizması bulunmaktadır. Yapı denetim kurumları gayet oturdu, şantiye şefleri daha bilinçliler, zemin etütleri yapılmaktadır, gerekirse fore kazık çalışmaları yapılmaktadır. Bu nedenlerle artık inşaatların yapım aşamalarında bir sıkıntı olabileceğini düşünmemekteyim.
Sektörel faaliyetleriniz dışında sosyal sorumluluk projeleri ile de bilinen bir firmasınız. Bize bu alanda yaptığınız çalışmalardan örnekler verir misiniz?
Bizim yurt dışı dahil birçok alanda vakıf çalışmalarımız mevcuttur. Mesela Ürdün’de, Suriye’de bir takım çalışmalarımız oldu. Ayrıca Beylikdüzü’nde üniversiteli kızlarımıza yönelik bir yurt çalışmamız var. Şu an faaliyete açık durumda. Biz oradaki kızlarımıza kendi kızlarımız gibi bakmaktayız. Onların sorunlarıyla ilgilenmekteyiz. Okul haricindeki eğitimlerinden, yaşam kalitelerine kadar bütün sorumluluklarını üstlenmekteyiz.
Geleceğe dönük hedef ve projeleriniz için neler söyleyebilirsiniz?
Kentsel dönüşüm ile ilgili ilk çalışmamız Fikirtepe’de oldu ama bundan sonra da bu alanda çalışmayı sürdüreceğiz. Çünkü bu da önemli bir sosyal sorumluluk. Bunun, hem İstanbul’u güzelleştirmek anlamında hem de kentin altyapısına katkıda bulunmak anlamında önemli olduğunu biliyoruz. Ceylan İnşaat olarak “Zer Levent” dışında, revizyon alanı ilan edilmiş başka yerlerde de çalışmalar içinde bulunacağız.