Liderlik hedefimiz, iş politikamızla sürecek…

0
776

Sayın Pekmezyan, öncelikle okuyucularımız için biraz kendinizden bahseder misiniz?

Yazılımcı ve Kimya mühendisiyim. Ancak bilgisayar üzerine yoğunlaştım için kimya mühendisi olarak çalıştığım günler geride kaldı. Yaklaşık 1988’den 2012’ye kadar farklı bankaların yazılım departmanlarında yazılımcı, analist, analist yazılımcı, yönetici müdür olarak görev yaptım. Zaman içerisinde yöneticiliğe geçtikten sonra yazılımcılık da geride kalıyor ve insan yazılım teknolojilerini takip edemiyor. Çok sevdiğim programlama yapma lüksünden de caymış durumdayım. Şimdi tam anlamıyla organizasyon, proje ve yönetim üzerine çalışmalarımı sürdürüyorum.

Inter Bank, sonra Osmanlı Bankası, kısa bir dönem Garanti Bankası devamda EGS Bank, Ziraat Bankası, Deniz Bank çalıştığım bankalar… Bu bankaların IT’lerinde görev aldım. Dolayısıyla temelde bankacılık ve banka IT teknolojileri konusunda yılların bir birikimi var bende. En son olarak bankacılıktan sıkılıp masanın diğer tarafına geçmek istedim. Yani Digital Planet’e. Burası satış ağırlıklı, teknoloji geliştiren bir firma. Digital Planet’te de yaklaşık iki yıldır çalışıyorum, hatta üçüncü yılıma yaklaştım.

E-dönüşüm hizmetleriniz hakkında bilgi verir misiniz? Uygulamada nasıl bir yol izliyorsunuz?

En önemli üretimimiz, Digital Planet’in Akıllı Doküman adını verdiğimiz dokümanlarıdır. 2001 yılında  bu segmentte üretime başlayan firma, o tarihten itibaren veriyi ve imajı bir araya getirerek müşteriye özgü kişiselleştirilmiş doküman üretmeye koyulmuş. Örnek vermek gerekirse kredi kartı ekstreleri ve faturalar, bizim şirketimizin üstünde çalıştığı en önemli belgeler.  Faturalandırma işinde Türk Telekom, TTNET, Vodafone gibi güçlü bir müşteri ağımız var. Onların faturalarını biz üretiyoruz. Kredi kartı ekstresi tanzimine bakacak olursak Garanti Bankası, Akbank, Yapı Kredi başta olmak üzere birçok bankanın kredi kartı ekstreleri üretiminde bizim yazılımlarımız kullanılmaktadır. Dolayısıyla bizim uzmanlık alanlarımız temelde böyle başlar. Sonrasında biz faturada ve ekstrede kazanmış olduğumuz tecrübelerle 2008 yılında EFKS (Elektronik Fatura Kayıt Sistemi) konusunda Türk Telekom, TTNET ve Vodafone ile çalışmaya başladık.  Bu çalışmalar bizem, geçen yıl gündeme gelen e-fatura, e-arşiv, e-defter konusunda öncü olmamıza yardım etti. Şirketimiz müşteri portföyüyle, en çok müşteriye sahip kurumlara fatura üreten bir firma, bir özel entegratör kurum haline geldi.

Biz e-dönüşümün her noktasında yer almaya çalışan bir firmayız. Dolayısıyla, sektörümüzde en iyi olmayı hedefleyen, müşteri memnuniyetine önem veren, kaliteli iş yapmaya çalışan ve bunu yaparken de dürüst olan bir firmayız. Çünkü bunlar gerçekten çok önemli unsurlar. Benim gibi bankacılıktan gelen, yaklaşık otuz yılını bankacılıkta harcamış birisi için kalite, müşteri memnuniyeti ve dürüstlük olmazsa bu iş yürümez. Firmamızda bu prensipler bizim temel prensiplerimizdir ve bunu geliştirmeye çalışıyoruz. Allaha şükür bugüne kadar müşterilerimizle sıkıntılı bir süreç yaşamadık. Belirlediğimiz müşteri memnuniyet seviyesini yakalamış durumdayız. Ürünlerimizle e-fatura, e-dönüşüm konusunda piyasada lider olmak isteyen; her zaman birinci, ikinci veya üçüncü olmuş öncü bir firmayız. Bu bağlamda liderlik hedefimiz, iş politikamızla sürecektir.

Yaptığınız işin sizi zorlayan yanları nelerdir, zorlukların üstesinden gelebilmek adına ne gibi önlemler alıyorsunuz?

Öncelikle şunu söyleyeyim, biz e-fatura konusunda 2013 Mayıs ayından itibaren yoğun bir tempoyla çalışıyoruz. Bunu yapabilmek için de şirketimiz kısa süre içerisinde yaklaşık 70 kişilik bir ekibe yükseldi. Amacımız düzgün ve çok sayıda müşteriye belli standartlarda üretim yapabilmek, hizmet sunabilmek. Bunu da başardık. Belli bir kaliteyle, personel olarak üst seviyedeki performansımızla, bunları gerçekleşiyoruz. İnsan kaynakları yönetimi bu işin en temel ögesi. Baktığınız zaman da ciddi sayıda, yaklaşık kırk kişilik bir mühendis kadrosuyla, tamamen e-dönüşüm konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ciddi sertifikasyonlarımız var. Bu konuda, Gelir İdaresi Başkanlığı’mızın istediklerini başarmış durumdayız ki; Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye’yi bence büyük bir başarıyla dönüştürme çabasında. Bizler de katkıda bulunmak istiyoruz. Şimdi işin zorluğu açısından bakacak olursak, e-fatura ve e-dönüşüm işi hakikaten zor bir iş. Bu sadece bizim için değil bu sektör de yer alan tüm oyuncular için zor bir iş. Sürekli bir dikkat, takip, kontrol mekanizması tesis etmek gerekiyor ve ben bu işi şöyle ifade ediyorum: E-fatura işi bir aşk işidir. Siz bir müşteriyle anlaşma yaptığınız zaman on yıllığına bir yolculuğa çıkıyorsunuz, bir nevi evlilik gibi… E-faturadaki müşteri hizmeti de bir evlilik çünkü bir müşterinin en önemli gelir kaynağı kestiği faturalardır. Orada yaşanan aksaklık şirketin ciddi anlamda gelirine, şirketin kendi yaşamına darbe vuran bir sorun yaratır. Biz bunun bilincinden hareket ederek müşterilerimize zor durumda kalmamaları, onların her zaman işlerini düzgün yapabilmeleri konusunda elimizden gelen çabayı sarf ediyoruz. Dediğim gibi bu iş bir aşk işi. Bizim işimizde de büyük bir aşk var. Bu aşkı sürdürmeye kararlıyız

Projeleriniz ve aldığınız ödüller nelerdir, bilgi verir misiniz?

Bizim temeldeki projelerimiz CCM adını verdiğimiz Customer Communication Management. Bizim şirketin kuruluşuna konu olan, CCM’ye ulaştırılan her dokümana kişiselleştirilme özelliği konması. Mesela size göndermiş olduğumuz bir ekstrede doğum gününüz varsa doğum gününüzü hatırlamak ya da müşteri segmentasyonuna göre o müşteriye sunulması gereken diğer ürünleri sunabilmek, bir takım kampanyalar yapabilmek, bizim ürünlerimizin temel harcından başlamış bir süreçtir. Biz çok büyük montanlı doküman üretiyoruz. Mesela Türk Telekom’un yirmi milyon abonesine faturayı biz kesiyoruz. Bu ciddi büyüklükler, çok ciddi olarak disk üzerinde yer alan dosya büyüklükleri, anlamına geliyor. Bizim en büyük özelliklerimizden bir de aynı zamanda ARGE firması olmamızdır. Ciddi anlamda ARGE yatırımı yapmış bir firmayız. Neden bundan bahsediyorum? Yirmi milyon fatura içeren bir dosyanın büyüklüğünü siz %2 seviyesine kadar düşürürseniz müşteriye çok ciddi bir avantaj sağlarsınız. Bizim geliştirdiğimiz yazılımlardan bir tanesi de, bu sıkıştırma teknolojileri, NetVault adını verdiğimiz ürünümüzdür. Bu ürün vasıtasıyla biz müşterilerin üretmiş olduğu büyük montanlı dokümanları sıkıştırıyoruz. Bu ürün 2010 yılında TÜBİTAK’tan birincilik kazanmıştır. Ve bu ürünü yurt dışında da, önümüzdeki günlerde pazarlamayı planlıyoruz. İtalya’da, İspanya’da bir de Malezya’da müşterilerimiz var. Buralara Türkiye’den yazılım ihraç eden bir yapıya geçmek istiyoruz. Dolayısıyla AR-GE bizim çok önem verdiğimiz kolların başında geliyor. Ve Digital Planet olarak özel entegratörlük babında ciddi çalışmalarımız var. E-dönüşümün her noktasında yer aldığımız bir gerçek. Şu an 1200’ü aşan müşterimizle piyasanın tam anlamıyla lider oyuncusu olmayı arzuluyoruz. Çünkü bizim ana işlerimizden bir tanesi de özel entegratörlük. Biz bu işe balıklama dalmadık. Bu iş bizim temel işimiz. 2008 yılından beri EFKS süreciyle olan işimiz. Dolayısıyla bu işimizin bir devamı olarak biz özel entegratörlük yapımızı sürdürüyoruz.

Hizmetinizin müşterilerinize sağladığı avantajlar nelerdir?

Öncelikle şunu söyleyeyim;  biz özel entegratör olarak çalışmaya başladığımızda şuna karar verdik: Piyasadaki farklı ERP yazılımlarıyla entegre olmamız gerektiği… Nedeniyse müşteri zaten yoğun bir tempo içerisinde çalışıyor. Bu çalışma içerisinde fatura girişlerini yaparken sisteme fatura girişi yap, oradan dosyayı al, özel entegratörün sistemine yükle, oradan GİB’e gönder… gibi farklı işlemlerle uğraşmasını istemediğimiz için ERP firmalarıyla ortak olup onlarla bir partnerlik modeli üzerine gittik. Böylelikle müşteri normal çalıştığı ekranlar üzerinde hiçbir değişikliğe gitmeden sadece GİB’e gönder gibi basit bir butona basarak normal hayatına devam ediyor. Bu bizim en temel özelliklerimizden bir tanesi… Biz perdenin arkasında kalarak işleri düzgün yürütmeyi hedefledik. Bu konuda da başarılı olduk. Tabi ki müşterilerle çok farklı anlamda entegrasyon yapmayı da başarmış bir firmayız. Özellikle şunu söyleyebilirim; piyasada müşterinin kendi beden ölçüsüne göre elbise hazırlayan, kendi sistem altyapısına ve sistem verilerine göre de ona e-fatura çözümü sunan tek firmayız. Dolayısıyla müşterilerimiz bu konuda kendilerini belli bir kalıba oturtmak zorunda değiller. Müşterilerin bünyesi neyse, sistem altyapısı neyse biz ona uygun çözümü onlarla beraber hazırlıyoruz. Bu da bizi, diğer özel entegratörlerden ayıran en temel özelliklerimizdendir.

Gelecekteki hedef ve projelerinizden bahseder misiniz?

Bizim en önemli hedefimiz Türkiye’den yazılım ihracatı yapabilmek. Bu konuda bugüne kadar ciddi yatırımlar yaptık. Son iki yıldır bir grubumuz büyük bir ciddiyetle sadece ARGE çalışmaları yapmaktadır. Bu konuya bir milyon doların üzerinde yatırım yaptık. Sonuçta önümüzdeki yıldan itibaren bizim en büyük hedefimiz olan, Türkiye’den yazılım ihracatını, başarmış olacağız. Bu bizim en büyük hedeflerimizden biri. Diğer paralel en büyük hedefimiz, e-dönüşüm alanında müşterilere hizmet sunmak. Bu konuda lider rolü üstlenmek. E-dönüşümün her alanında, e-fatura, e-defter, e-arşiv, e-bilet, e-irsaliye gibi, şu an devreye girmiş ya da henüz girmemiş olsun her bir başlıkta yer alıp müşterilere bunların en iyisini sunabilmek… Müşteri portföyümüzde şu an bin iki yüz olan sayımızı daha yüksek sayılara çıkarma hedefindeyiz. Onun dışında söylemiş olduğum gibi yazılım ihracatı yapmak, entegratör ve e-dönüşüm alanında ciddi bir rol almak en temel iki hedefimizdir.

Kurumsal iç hedeflerimize bakacak olursak da üç tane temel prensip üzerinden hareket ediyoruz. Bunu bir üçgen olarak düşünelim. Üçgenin en tepesinde mutlu müşteri, bir altında mutlu çalışan ve son basamak da şirketin mutlu patronu var. Bu üçgeni çok güzel bir şekilde yönetmeyi sürdürmek istiyoruz. Temel bir prensibim daha var insanlar işe gelip giderken kapıdan içeri girerken ‘Ne güzel bir işe geldim’ diyecek ortamı hep mümkün kılmaktır.